Dünya ülkeleri ve Türkiye de yaşanan terör olaylarının sebebi ABD ve Avrupa’nın hırsları. ABD orta doğu için adalet getirmeyi hedeflerken en büyük adaletsizliği kendi gerçekleştirmekte. Orta doğuya adalet getirmek için söz verenler sadece kan ve gözyaşından başka hiçbir şey hedeflemeyerek insanlığın yüz karası olmuşlardır. Irakta, Suriye de, Libya da binlerce Müslüman’ın ölümüne sebep olan çatışmaları başlatmış, sonrada bu ülkelere adalet, demokrasi, özgürlük getirdik diye naralar atmaya başlamışlardır. Kanmayın… Bu kan emicilere inanmayın… O ülkelerde yaşayan Müslümanlar; dinlerinden, dillerinden, ailelerinden, akrabalarından, eşlerinden, çocuklarından koparılmıştır. Vatanlarının terk etmeye zorlanmışlardır. İnsanoğlunun hırsının en büyük örneği olan orta doğu coğrafyasına yüzünüzü dönmeyin, orda bir insanlık dramı söz konusudur bu duruma sessiz kalmayın. Ecnebi zihniyetini durdurabilmek ve bunlara bir dur demek şu anda çok zor. Herkesin emeli tüm Müslüman âleminin yok olması. Biz Müslüman bir Türk devleti olarak orada zulüm içinde yaşayan insanlara sırtımızı dönmemeliyiz. Binlerce Müslüman çocuk; evsiz, yuvasız, yurtsuz, vatansız kalarak çok zor durumlara düşmüştür. Daha sonra bu çocuklar düştükleri boşluktan çıkmak için kandırılmış ve kullanılarak çeşitli terör örgütlerinin maşası olmuşlardır.

Kendimizi onların yerine koyduğumuzda, hayatla bağımız olan her şeyi kaybetmiş ve sürekli bir boşluğun içinde yaşamaya mahkûm edilmişiz. İşte bu noktada terör örgütleri sanki bir umut kapısıymış gibi bu insanlara sahip çıkmış imajı vererek ve onları kandırıp kendi himayesi altına alarak kullanmakta. IŞİD gibi DAİŞ gibi örgütlerin en çok kullandığı yöntem olarak karşımıza çıkan bu duruma Türkiye olarak bir dur dememiz ve insanlara sahip çıkarak onları korumamız gerekmekte. Türkiye’nin en büyük sıkıntılarından biride PKK ve PYD sorunu. ABD ve Avrupa ülkeleri orta doğudaki barış ve huzur ortamını ortadan kaldırmak, buralarda kan ve gözyaşından beslenerek kendi hükümdarlığını sürdürmek istemekte. Türkiye Cumhuriyeti olarak bu noktalarda dirayetli bir şekilde durup kendi varlığımızı tüm dünyaya göstermeliyiz. Bunların kökünün kazınarak binlerce asker, polis ve korucumuzu şehit eden örgütlere kim olursa olsun pabuç bırakmadığımızı net bir şekilde bildirmeliyiz. Öte yandan bakıldığında doğuda birçok şehir yaşanamaz hale gelmiş, bir çok mekan kullanılamaz durumdadır.

Bu gün bakıldığında, devletimiz buraları yeniden yaparak insanlara yeni ve modern yerleşim yerleri sunacağını belirtiyor. Bu terör örgütlerini evine sokan, besleyen, büyümesi için elinden geleni yapanlarda hiç mi suç yok. Devletimiz bu şekilde merhametli davranırsa, buraları sahiplenelim, insanlara tekrar hizmet götürelim diye uğraşırsa burada yaşayıp vatanına ihanet edenler her zaman hadlerini aşmaya devam edeceklerdir. Burada yolumuza kararlı adımlarla devam etmemiz ve ülkemizin çıkarları için ellerimizi taşın altına koymamız gerekmektedir. Sizler ülke yönetiyorsunuz. Ülke yönetimi dirayetle, mücadeleyle, sabırla olur. Ülkemizde bulunan muhalefet partileri zaten hali hazırda bulunan durumdan çektikleri sıkıntıları sürekli gündeme getirmiş, terörle mücadele konusunda hükümetimize ellerinden gelen desteği vereceklerini açıklamışlardır. Ancak muhalefet partileri de kendi içindeki sıkıntıları ile uğraşmaktan ülke sorunları konusunda katkı sağlayamadıkları günümüz gerçeğidir.

Türkiye de güçlü, dirayetli, masaya yumruğunu vurabilen ve bu ülkenin kalkınması için elinden geleni yapan siyasi partilere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bağlamda olmayan siyasi partiler kuruluş amaçlarını yitirmiş ve ruhlarını kaybetmiştir. Bunlar bu şekilde durduğu müddetçe tabii ki bu ülkede her isteyen her istediğini yapar ve İslam Ülkerlerindeki zulümler son bulmaz.

Dünyayı yöneten ülkelerin tek sıkıntısı korkularıdır. Gücümü yitirmeyim, İslam ülkeleri yükselmesin, kalkınmasın ve ilerlemesin, kaygısını taşıyanlar orta doğunun bu durumların içinden çıkmasını istememektedir. ABD ve Avrupa ülkeleri dünyayı kaosa götürmekle kalmayıp sırf kendi çıkarları yüzünden tüm insanlığa karşı suç işlemektedirler. Son yıllarda Rusya nında katıldığı bu güç savaşları artık katlanılamaz bir hale gelmiştir.

Bütün İslam ülkelerinin bir araya gelerek ortak karar almaya ihtiyaç duyduğu bu süreçte dikkatli olunmazsa İslam ülkeleri darmadağın olacaklardır. Günümüze kadar bakıldığında, dünyayı yönetenlerde bir sıkıntı yok, ancak hep İslam ülkelerinde sıkıntı var. Uyanın ey Müslümanlar… Uyanın… Kaldırın üzerinizdeki kara bulutları. İslam birliğini kurun ve dünya sizden korksun. Yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalan, ailesini yitiren, çocuklarını kaybeden, vatanından olan insanlar siz olmak zorunda kalmayın. Birbirimizi öldüreceğimize bunlarla savaşarak şehit olarak ölelim. Müslüman olana da bu yakışır.

                                                                                                                                               Hüseyin TAKLACI