Faruk Gökyurt

Faruk Gökyurt

Acımız büyük…

Acımız büyük…

Ülkemizin Güneydoğusunda on ilimiz on şehrimiz büyük hasar gördü. Yıkıldı, yıkıntıların altında binlerce hayat kaldı. Belki binlercesi kurtuldu. Çoluk çocuk yaşlı genç birçok insanımız yara aldı. Uzak yakın bütün yurtta herkesin bir parçası kaldı.

Yaraların sarılması belki yıllar alacak. Yıkıntıların arasından kurtarabildiğimiz hayatlarla beraber unuttuğumuz birçok değer de gün yüzüne çıktı. Kardeşlik gibi birlik ve beraberliğimiz gibi, memleketin her köşesinden bölgeye destek akıyor. Yardım demiyorum çünkü bilirim ki kardeşin kardeşe yardımı olmaz desteği olur. Sadece yapması yerine getirmesi gereken görevleri vardır onları yerine getirir.

Doğru herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor. Küçüğünden büyüğüne herkes. Yaşlı nene tek ineğini satıp bölgeye yolluyor. Küçük çocuklar karne hediyesini veriyor kumbarasını boşaltıyor. Vicdanı insani değerleri olan herkes üzüntüyü kendi üzüntüsü sayıp destek oluyor. Olmaya da devam edecek. Bu güne kadar maçlarda birbirine saygı bile duymayan taraftar gurupları tek yürek olup yan yana çalışıyor. Kurumlar kuruluşlar herkes elinden geleni yapıyor. Şuan herkeste tek soru kardeşlerimize nasıl destek oluruz.

Enkazdan büyük bir kardeşlik birlik ve beraberlik çıktı. Bunun yanında milletçe utanacağımız durup düşüneceğimiz acılar ve utançlarda çıktı. Bazı kişiliğini oturtamayan insanlar destek adı altında olmayacak alakasız eşyaları yardım adı altında bölgeye yolladı. Nasıl bir zihniyet yardım adı altında bunu yapabilir ki nasıl bir vicdansızlıktır. İnsan algılayamıyor. Birde yağma olayları var tabi insanlar canıyla uğraşıyor. Bazı kişiliksizler yağmanın hırsızlığın derdinde yediği ekmekten içtiği sudan da utanmıyorlar. Bu kadar büyük bir yıkım ve acıda bile bu şekilde hırsızlık ve arsızlık yapabiliyorlar.

Ve yıkıntıların arasından çıkan en büyük acı sanırsam Türk Milleti olarak hiç mi hiç bir şeyden ders almıyoruz. Yıkılan binalar, eksik ya da kesilen kolanlar, eksik malzeme çimento, demir, bilinçsiz yapılanma, deprem bölgesi olmasına rağmen yüksek katlar, alelade verilen ruhsatlar daha neler neler. Neden biz hiçbir acıdan ders almayız ki?

Neden canımız yanar ama sebepleri ortadan kaldırmayıp unutur gideriz? Biz bu acıyı hep yaşıyoruz ama hiç ders almıyoruz. Her seferinde binlerce insanımız yıkıntılardan toprağa gidiyor. Geride kalanlar olarak sadece üzülüyoruz. Bari bu sefer ders çıkaralım birlik ve beraberliğimizin kıymetini bilelim. Bari bu sefer üzülmekten farklı bir şeyler yapıp eksikleri giderelim…

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR