Samet CAN

Samet CAN

Büyük Türkiye İdeali

Büyük Türkiye İdeali

Dündar Taşer 1969 yılında yazdığı bir makalede “Biz bir cihan devletinin kalıntısı üzerinde cihan hakimlerinin evlatları olarak oturuyoruz.” demişti. Osman Turan’dan Dündar Taşer’e kadar dönemin milliyetçi fikir adamları ve ideologlarının üzerinde durduğu bir konu vardı: Büyük Türkiye. Avrupa’nın ortalarına kadar dayanan bir gücün bir var olma savaşı sonucunda ancak Anadolu yarımadasını elinde tutabilmiş olması milliyetçi ideologların -özellikle Dündar Taşer’in- üzerinde en fazla durduğu konulardan biri olmuştur.

Dündar Taşer en büyük meselemiz dediği Büyük Türkiye ideali için kendi tabiriyle üzerinde milli hareket yapılacak rayları döşemeye kendini adamıştı. “Millete ve milli görüşe tamamen zıt, hasta zihniyetin arkasına takılmak felaket getirir. Fikir ortamını hazırlarız, milli hedefleri tespit ederiz; yani rayları döşeriz. Onun üzerinden milli hareket yapacak bir grup çıkar. 180 senedir (1974) itibariyle) çektiğimiz, geniş çapta rotaya giremeyişimizden doğan hastalıklar ve acılar böylece giderilir. Bizim yapacağımız, yapmamız gereken iş budur”.

Dündar Taşer’in Türk’ün devlet kuruculukta verdiği en büyük eser olduğunu savunduğu ve kendini devlete adamış devlet adamları çıkartmadaki maharetine hayran kaldığı Osmanlı Devleti’nin büyük devlet olmasındaki gücün kaynağını Türk-İslam aleminin idealini temsil etmesinde buluyordu. “Osmanlı Devleti Söğüt’te kurulduğu 1299 yıllarında 40 atlıya sahip bir uç beyliği iken, 1326’da Bursa’nın fethi sırasında Orhan Bey 38.000 süvariye kumanda ediyordu. Bu asker artışı, nereden geliyordu? Fethedilen topraklardan toplanamazdı. Zira bu yerin ahalisi Türk değildi. 400 gadirlik bir aşiret, 27 senede bu kadar çoğalamazdı. Selçuk Sultanlığı, asker yardımı yapacak halde değildi. O halde artış nereden geliyordu? Öyle anlaşılıyor ki, Bizans ucundaki bu beylik bütün Türk aleminin ülküsünü temsil ediyor. Türklük aleminin, fetret devrinde bile asla vazgeçmediği, İstanbul fethinin ve dünya hakimiyetinin mümessili sayılıyordu.”

Büyük Türkiye ideali 19. yüzyıldan itibaren mağlup olmuş ve her mağlubiyetinde çeşitli dramlar yaşamış Türk milletine, Türk milliyetçilerince yazılmış bir reçetedir. Son zamanlarda çokça zikredilen “Türkiye Yüzyılı”nın bu reçeteye uyulduğu takdirde adına yaraşır bir yüzyıl olacağına inancım tam.

“Büyük milletlerin hayatı büyük denizlere benzer. Türk milleti bir okyanustur. Gelgitleri, sularının yükselişi çekilişi vardır. Batı Türklüğünün yükselişi Sakarya’dan başladı, Viyana’ya, Yemen’e, Cezayir’e dayandı. Geri çekilişi 1922’de Sakarya’da bitti. Şimdi yükseliş halindeyiz, Sakarya’dan çıktık, İzmir’e, Edirne’ye, Hatay’a vardık. Bütün eski sahilleri örteceğiz ve eski sınırları geçeceğiz. Daha az”

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR