Emrah ÖZCAN

Emrah ÖZCAN

İnsanat Bahçeleri!

İnsanat Bahçeleri!

Çok uzun zaman önce değil 1950’li yıllarda dahi batılılar bu utanç verici suçu dünyanın gözü önünde işliyordu. Hayvanat bahçelerinin bile çağ dışı görüldüğü günümüzde, 1958’li yıllara kadar bizzat batılıların eliyle “insanat” yani hayvanların değil insanların sergilendiği bahçeler kuruluyordu. 
Bunlar hem Avrupa hem Amerika’da kurulup ziyarete açılıyordu
Peki batılıların utanç kaynağı olan bu bahçelerde kimler teşhir ediliyordu. 
Afrika ve Avustralya kıtalarından getirilen siyahi vatandaşlar. 
Siyahi vatandaşlar buralarda insanlık dışı muameleye maruz kalıyor, hatta birçoğu hayvanlarla birlikte etrafı dikenli tellerle kaplı alanlarda sergileniyordu. 
İnsanların kafeslere dahi konulduğu birçok fotoğraf ve belge ile kanıtlanan bu bahçelerde, levhalara "Lütfen yiyecek vermeyin daha önce beslendiler" diye uyarılar yazıyorlardı.
Amerika, Fransa, Norveç, Belçika, Almanya, İspanya, İtalya, İsveç,  gibi ülkelerde uygulanan bu insanlık dışı uygulamada ziyaretçi rekorları kırılıyordu. 
1931'de Paris'te Eyfel Kulesi altında açılan İnsan Hayvanat Bahçesi'ni 1 milyon kişi gezdi. 
En sonuncusu 1958 yılında Belçika’da kapandı. 
Amerika Birleşik Devletleri’nde George Floyd isimli  siyahi vatandaş bir polis memuru tarafından boğularak öldürülmesi ardından bunları hatırlatmak istedim. 
Amerika’da yağma ve şiddet artıyor.Ülkenin dört bir yanında kundaklama olayları yaşanıyor. Bu yaşananlar sadece bir olayın neticesi değil yaşanan ve birikmiş tüm bu süreçlerin neticesidir. Batılılar 500 yıla yakındır Amerika kıtasında siyahi vatandaşları köleleştirdi, ezdi, sömürdü, öldürdü. 
Bunu Malcolm X şu sözlerle özetlemişti:
“Teninizin renginden bu ölçüde nefret etmenizi ve onu ağartarak beyaz adam gibi olmayı kim öğretti? Tepenizden ayak tabanınıza kadar, kendinizden nefret etmeyi kim öğretti? Kendi ırkınızdan nefret etmeyi kim öğretti? Ezildik, sömürüldük, reddedildik. Bu zulmü ve sömürmeyi bizden uzaklaştırmanın tek yolu ortak düşmanımıza karşı birlik olmaktır.”
Peki şimdi ne diyor Afroamerikalılar; değişmeyen  düzene, ezilmeye, sömürüye, reddedilmeye, şiddete, ayrımcılığa, ırkçılığa, haksızlığa, eşitsizliğe dur diyor. Amerikan rüyasının gerçek olmadığını haykırıyor. 
Bunu da en iyi, aktivist Tamika Mallory dile getiriyor:
“Siyahi insanlar özgür değil ve bundan yorulduk. Bize yağmalamadan bahsetmeyin. Yağmacı olan sizlersiniz. Amerika siyahi insanları yağmaladı. Buraya geldiklerinde Amerikan Yerlileri’ni yağmaladılar. Yağmacılığı sizden öğrendik. Şiddeti sizden öğrendik. Eğer bizden daha iyisini bekliyorsanız, önce siz bunu yapın!”
İlahi adalet er ya da geç tecelli edecekti.  Amerika sadece siyahi insanları yağmalamadı, Ortadoğu’da milyonlarca insanı katletti, milyonlarcasını yerinden etti, milyonlarcasının malını yağmaladı. Yağmaları ve katletmeleri halen onlarca ülkede devam ediyor. Adalet ve barış adı altında milyonlarca Müslümanı katletti, milyonlarcasını sakat, milyonlarcasını yetim ve öksüz bıraktı. Bizde tüm bunlara rağmen oturduk kendi katilimizden hayranlıkla bahsettik! Şimdi Amerika kendi topraklarına getirsin özgürlük, adalet ve barışı da görelim. Eğer yoksa biz yardımcı olalım. 
YAŞLILAR GENÇLERDEN ÜMİDİ KESTİ Mİ? 
Son günlerde toplu taşıma araçlarında çok sık karşılaştığım bir olay var. Malum konu Başkent olunca kalabalık nüfusu, iş giriş-çıkış saatlerinde toplu taşımayı çekilmez kılabiliyor. Ama son günlerde dikkat ettiğim bir şey var, “yaşlı” diye tabir ettiğimiz kesim kendi aralarında koltuk kavgası yapmaya başladı. Aslında burada kime göre, neye göre “yaşlı” burasıda ayrı bir muamma fakat konumuz şimdi bu değil.
Birkaç gün önce metroda yaşlı bir amca, kendisinden 3-5 yaş küçük başka bir yaşlıdan kendisine yer vermesini istedi. Gazi, engelli, yaşlı ve hamile kadınlara ayrılan açık mavi koltuğu işaret ederek koltuğa oturma hakkının kendisinde olduğunu söyledi. Tabi o arada bir kadın yolcu bu amcaya yer vermek istedi ama o inatla diğer koltuğa oturmak istedi ve başladı kızmaya, “Utanmıyor musun be adam, bak orada ne yazıyor, yaşlıyım ben, bak hanım kızım bile ayağa kalktı. Senin kalkman lazımdı” gibi cümlelerle diğer yolcuyu tahrik etti. 
Adam da ne yapsın bende yaşlıyım bak 60 yaşındayım diyerek kimliğini çıkardı. Bu amcamız durur mu o da bir kimlik çıkardı Kıbrıs gazisiyim ben dedi.
 Diğeri, “Burada o kadar genç oturuyor onlar yer versin dedi.” 
Aslında doğruda söyledi. Diğer koltuklarda oturanların hemen hemen hepsi bu ikisinden daha gençti. Tabi bu tartışmayı izleyen yolcular gülüşmeye başladılar. Arada biraz hakaretlerde uçuştu. En sonunda 60 yaşındaki amcamız dayanamadı kalktı ve gazi amcamıza yer verdi. 
İşin ilginç tarafı gençlerden kimse buyur  abi-amca gel buraya otur bile demedi, hepsi tartışmayı seyretti. Bir ara tartışma hararetlendi, birbirlerine fiziki müdahalede bulunacak gibi oldular, biraz o yöne hareketlendim hemen araya gireyim diye. Neyse ki böyle sonuçlanmadı. İsteyen istediğini aldı ve koltuğu kaptı.
Genelde bu tarz olaylar gençler ile yaşlılar arasında yaşanıyordu. Ama son zamanlarda yaşlılar kendi aralarında da bu tartışmayı sık yaşar oldu. Gün içerisinde çok sık toplu taşıma aracı kullandığımdan buna şahit oluyorum.
Acaba diyorum bizim yaşlılar, gençlerden umudu kesti de birbirlerine mi sarmaya başladı. Yoksa gençlere kıyamadıklarından mıdır nedir, kendi hakları olan koltukları onlara bıraktı. Cevabı ben bulamadım. Varın kararı siz verin.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR