Buket Beslen

Buket Beslen

Kaybettik mi, kazandık mı?

Kaybettik mi, kazandık mı?

Her insanın bir kırılma noktası vardır. Artık tamam dediği, İlerlemeye gerek yok dediği anlar vardır. Dönüm noktası da diyebiliriz. Bu nokta bizi aslında kim olduğumuza, ne istediğimize yaklaştıracaktır. İçimizdeki özü bulmamızı yardımcı olacaktır. Karanlıkta kalsak da ışığımızı bulmamıza yardımcı olacaktır. Her insanın kendini fark ediş şekli farklılık gösterebilir. Kimliklerimizin de farklı olduğu gibi. Eksiklerimizle var oluruz hayatın içerisinde. İnsan kusurlu bir varlıktır.

Eksiklerimiz bizi biz yapar. İnsan kılar. İyi yanlarımız da vardır. Kötü yanlarımızda. Çok mutlu olduğumuz anlarda vardır çok mutsuz hissettiğimiz anlarda. Bazen çıkmazda hissedebiliriz. Bazen yürüdüğümüz yolun hiçbir yere çıkmadığını, debelenip durduğumuzu da hissedebiliriz. Bunlar normaldir. Normal olmayan en ufacık olumsuzlukta insanların size yaklaşım tarzıdır. İnsan değilmiş gibi beklentilerdir. Sanki siz, onları mutlu etmek için yaratılmış gibi davranırlar. Unutulmaması gereken ise hiçbir gülün dikensiz olmadığıdır.

Çoğu zaman destek değil köstek olan insanları görürüz çevremizde. Kendi köşemize çekilip incelemeye çalışırız. Var olmanın temel gereksinimleridir bunlar. Sizin belki kısa sürede atlatacağınız olaylar farklı kişilerin düşünceleriyle uzayabilir. Bir yazı okumuştum. Hayatınızda muhatap olduğunuz 5 kişi sizin kişiliğinizi ortaya koyar diyordu. Bu gerçekten de böyle. Toksik insanlarla beraber olursanız hayatınız toksik, sıkıcı, karamsar, her şeyde sorun çıkaran kişiliğe bürünür.

Bilgili, çalışkan, hayatı pozitif değerlendiren kişilerle beraber olursanız da yaşadığınız herhangi bir sorunun çözümüne odaklanan birine dönüşürsünüz. İnsanlar birbirlerinin düşüncelerinden etkilenmeye zaman ayırdıkları kadar kendi düşüncelerine önem vermiyorlar. Zaten bu yüzden kendi duygu ve düşüncelerinin arkasında durmayıp başkalarının düşüncelerini sahipleniyorlar. Eleştiriyorlar. Kabullenmiyorlar.

Bazen düşedebiliriz. Düşmezsek hayatı öğrenemeyiz. Ayaklarımızı sağlam basmak için düşmek de bizim için. Bazen hayatımızın merkezine aldığımız kişileri kaybedebiliriz. Bir puzzle eksik parçası olduğu zaman nasıl tamamlanamıyorsa bizde merkezimizi kaybettiğimizde ‘tamamlanamaz’ hissedebiliriz. İşte tam burada özümüzü bulmak için attığımız adımlar bizi büyütür. Kolay olmayabilir. Kolay aşılamayabilir. Ama her duvar mutlaka aşılır. Bu noktada ‘kendimizi bulmak için neler yapabiliriz?’ bunu konuşmak lazım. Eğer dünyanın sonu değilse büyüklerimizin dediği gibi ‘ölüm dışında her şeyin çözümü vardır’.

Her şeyin çözümü vardır. Çözüm sorunun içinde gizlidir. Büyüttüğümüz sorunlarla, aşamadığımız duvarlarla, geçmişimizle yüzleşmediğimiz sürece o duvarı aşamayız elbette. Hep söylediğim gibi kendimize dürüst olmalıyız. Canımız acıyabilir. Gerçeklerle yüzleşmek zor olabilir ama yapmazsak orda kalacağız. Bir adım ileriye giden sadece ayaklarımız olacak. Bedenimiz, aklımız orda kalacak. Sorunlarımızı değil çözümlerimizi konuşacağımız, ‘boşver geçer’ deyip rafa kaldırmayacağımız bir hayat diliyorum her birimiz için. Kaybettiklerimize üzülebiliriz elbette. Bizim için önemi olan şeyleri kaybetmek elbette yorar, acı verir, kötü hissettirir. Ama unutmayın ‘Allah koltuk değneklerizi kaybettirdiyse değneksiz yürümenizi istiyordur.’ Şimdi oturup yeniden düşünelim kazandık mı, kaybettik mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR