
Önceki dönemi kurcalamasın mı isteniyor?
31 Mart 2024 yerel seçimlerinde AK Parti Ankara’da, büyük kan kaybetti.
Bunda ülkenin içinde bulunduğu genel ekonomik buhranın pek çok seçmeni muhalefete itmesinin yanında Mansur Yavaş etkisi olduğu malum.
Mansur Yavaş, AK Parti, MHP ve BBP’nin desteklediği Turgut Altınok’u büyük oy farkıyla yendi.
Altınok’un 1 milyon oyuna karşın, Yavaş 2 milyon oy aldı.
Bir önceki 2019 seçimlerinde Mansur Yavaş ile AK Parti’nin adayı Mehmet Özhaseki arasındaki oy farkı 125 bindi. 2024’te bu fark 1 milyona çıktı.
Mansur Yavaş rüzgarı Ankara ilçelerinde de etkisini gösterdi. Keçiören, Etimesgut, Mamak, Polatlı ve Gölbaşı’nda CHP adayları bu rüzgarla galip geldi.
AK Parti’nin kazandığı merkez ilçeler Sincan ve Altındağ’da da, Yavaş etkisini görmek mümkün. Özellikle Sincan’da, 63 bin oy kaybetti AK Parti. Altındağ’da ise oy kaybı Sincan’dakinin yarısı kadar oldu. Bunu adayının Veysel Tiryaki olmasına bağlıyorum.
AK Parti Altındağ’da Tiryaki yerine başka birini aday göstermiş olsaydı, bu ilçeyi de CHP adayı kazanırdı.
Altındağ elinde kaldı ise Veysel Tiryaki sayesinde kalmıştır.
Çünkü Veysel Tiryaki ismini Altındağlılar çok iyi biliyor. Halkın gözünde bu isim Başkanlık sınavını büyük bir başarı ile vermiş biridir.
Bugün Altındağ, Ankara hatta ülke genelinde adından söz ettiriyorsa bunda Tiryaki imzası vardır.
Altınköy örneğin… Boş duran marjinal araziydi, bugün ülkece tanınan bir gezi alanı. Daha geçtiğimiz günlerde, Konya’dan Ankara’ya gelen bir tanıdığın Başkentte gezmeye nereye gidebilirim sorusuna “Altınköy’ü mutlaka görmelisin” cevabını aldığını işittim. Bana sorsa ben de aynı cevabı verirdim. Gidip gezmiş, hayran kalmış. Öve öve bitiremiyordu. Ankara’da bugün haliyle atıl hale gelen ANKAPARK ne kadar MEKANİK TÜKETİM yeri ise, ALTINKÖY bir o kadar DOĞAL ÜRETİM yeridir.
Öyle ANKAPARK gibi halkın cebindeki üç kuruşu oyuncaklara bindirip söğüşleme üzerine değil, toprağın, buğdayın, ağacın, çeşmenin, fırının, koyunun, atın, eşeğin ve temiz havanın müthiş bir doğal ahenk içinde biraraya getirilip, bu güzelliğin halka bedavaya sunulması gayesiyle kurulmuş bir müze köydür.
Büyükelçilerin bile uğrak yeridir Altınköy… Elçilerin ülkemizdeki bir esere bayılıyor olması ayrıca bir anlam, ayrıca bir güzellik, ayrıca bir başarı hikayesidir.
Ulucanlar Cezaevi Müzesi hakeza öyle…
Hamamönü hele; bugün Ankara’nın en önde gelen gezilecek yerleri arasındadır.
Bölgede hemen hergün öğrenci topluluklarına rastlarsınız…
Ankara’nın en sorunlu bölgeleri olarak bilinen Doğantepe gibi mahallelerde yaşanan dönüşümde de Veysel Tiryaki imzası vardır.
Velhasıl Veysel Tiryaki, Altındağ hatta Ankara için marka bir isimdir.
***
5 yıllık aranın ardından yeniden Altındağ Belediye Başkanlığı görevine gelen Tiryaki, ilk 1 yılda önceki dönemlerde hayata geçirdiği projeleri elden geçirdi. Bu sırada görüldü ki, eserlerine Asım Balcı döneminde gereken değer verilmemişti. Halk sahiplenmemiş olsaydı Altınköy, Hamamönü, Ulucanlar atıl hale gelecekti belki de…
Durumun farkında olan Tiryaki, buralara çeki düzen verirken, kol kırılır yen içinde kalır demeyip sorumlulara tepki göstermekten çekinmedi.
İkinci yılın başından itibaren yeni projeler için kolları sıvamıştı ki, son derece talihsiz bir olay yaşandı.
Belediye Binası önünde eylem yapan bir grupla aralarında arbede yaşandı. Bir kısım medya olayı “eylem yapan işçilere saldırı” olarak lanse etti. Öncesinde olup bitenlere, o ana nasıl gelindiğine bakılmadan Veysel Başkan linç edilmeye çalışıldı.
Yıllardır Ankara’da gazetecilik yapan biri olarak, Veysel Tiryaki ile işçilere saldırmayı, yumruk atmayı asla yan yana getiremiyorum.
Bu olayda tahriklere kapıldığını düşünüyorum. “Birileri” iş bu noktaya gelsin diye epey çalışmış sanki. Ve hislerime göre bu “tahrikçiler” ile o “birileri” öyle çokta uzakta değiller. Yakınlardan hatta içeriden bir “takozluk” sözkonusu gibi… “Son 5 yılı kurcalama” mesajı veriliyor Başkan’a kanımca.
Bildiğim Veysel Tiryaki işinde gücünde, hizmet odaklı, çalışkan, partizanlıktan olabildiğince uzak bir yönetim anlayışına sahip biridir.
Önceki 3 dönemde Belediye çalışanlarını hiç mağdur ettiğini görmedik. 15 yıl görev yaptı, hiçbir kimseyle bağrıştığını çağrıştığını duymadık.
Bu noktada Tiryaki’nin olayla ilgili şu sorularını son derece önemli buluyorum:
“Bu yıl ekonomik koşulları da göz önüne alarak işçinin maaşından kesilerek sendikaya ödenen ve bir yevmiye tutarında olan sendika aidatını yarıya düşürmeleri ile ilgili yaptığımız talebe neden şiddetle karşı çıktılar?
1 Nisan 2024 tarihinde büyük bir borç yükü ile devraldığımız belediyeyi, sırf sendikal başarı elde etmek uğruna iş yapamaz duruma neden getirmek istemektedirler?
Bizden önceki beş yıl boyunca Altındağ Belediyesi işçilerimizin sigorta prim ve vergileri ödenmezken neredeydiler?”
***
Bu sorular görmezden gelinemez.
Hizmet İş sendikasının ilgili yetkilileri bu konulara açıklık getirmelidirler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.